ABDUL KADİR GEYLANİ HZ.LERİNDEN ÖĞÜTLER
ABDUL KADİR GEYLANİ HAZRETLERİNDEN ÖĞÜTLER |
Sakın yaptığın işlerde ve
bulduğun manevi halde kendi gücünü görmeyesin. Bu hal kişiyi
azdırır ve YARATAN’ın rahmet nazarından uzak kılar. Sakın sözünü
dinletme ve kabul ettirme hevesine de kapılmayasın. Önce temeli
at sonra üzerine binayı çık. Kalbini derin kaz ki oradan hikmet
pınarları fışkırsın, sonra ihlas ve iyi işlerle o binayı
yükselt. Bu işlerden sonra halkı o köşke davet et.
***
Başkasında bulunan bir hatayı defetmek istersen nefsinle
yapma, imanınla yap. Kötülükleri ancak İMAN yıkar. Bu durumda
RABB’in sana işlerinde yardımcı olur. O kötülüğü yok etmek için
arkadaş olur, O kötülüğü ezer ortadan kaldırır. Eğer bir
kötülüğü nefsin için, halkın seni tanıması için ortadan
kaldırmaya niyet edersen rezil olursun. Her işte HAKK’ın rızası
aranmalıdır.
***
İSLAM gömleğin yırtık, İMAN elbisen pis, kalbin cahil, için
kederle dolu. Gönlün İSLAMİYET’e açık değil. İç alemin harap,
dışın mamur, bütün sayfaların günah karası. Sevdiğin ve
arzuladığın yalnızca dünya.
Kabir kapısı açık ve ahiret
sana doğru gelmekte. En kısa zamanda aklını başına topla,
yalnız dünya azığı toplamaktan vazgeç de ahiret azığını
toplamakta acele et...
Sabırlı kulların bu dünyada çektiği cefa, Yüce Allah’ın (C.C) gözünden kaçmaz. Siz bir an olsun O’nun uğruna sabır yolunu tutun, yıllarca ecrini alırsınız. Ömrü boyunca “Kahraman” lakâbıyla gezen, onu bir anlık cesareti sonunda kazanmıştır.
***
Ey evlad, önce nefsine öğüt ver, onu yola getir, sonra da
başkalarını... Senin henüz ıslaha muhtaç hallerin var, bunu sen
de biliyorsun. Bunu bildiğin halde başkalarının islâhı ile
uğraşma yolunda nasıl başarılı olabilirsin? Gözlerin bir adım
öteyi görmüyorken körleri neyle yola getirme sevdasındasın?
***
Size gereken, Yüce Yaratanı sevmek ve O’ndan başka kimseden
korkmamaktır. Ve bütün işleri onun rızasını gözeterek yapmak...
Bunlar “Kalp” le olur, dil gürültüsüne getirip söze boğmakla
olmaz. Sonra mihenk taşına vurulunca utanırsın. Kuru davaya
kimse inanmaz. Halk arasında söylediğin sözleri yalnız
kaldığında söylüyormusun?... Aynı duyguları tek başına kaldığın
zaman da duyman mümkün oluyor mu?... İşte bunları yapabiliyorsan
mesele yok... Kapı önünde “TEVHİD”, içeriye girince “ŞİRK”,
yakışır mı? Bu, nifak, ikiyüzlülük alametidir, içi bozuk olmanın
ta kendisidir. Acırım sana, sözün kötülükten sakınma hakkında,
kalbin ise fitne çıkarmaya istekli. Şükrü dilinden
bırakmıyorsun, ama kalbin daima itiraz halinde.
***
Geliniz aşırı, uygun olmayan arzularımızı bir yana atıp
YARATANIMIZA koşalım. Bu yolda biraz perişanlık çekelim. Ne olur
sanki biraz zahmet çeksek? O’na vardıktan sonra bütün çekilen
sıkıntılar unutulur. İçimize ve dışımıza hükmeden nefsimizi HAK
yoluna çevirelim, Rabbimizin Elçisine, Sevgilisine başvuralım,
O’nun eteğini bırakmayalım.
***
Bütün amacın yemek, içmek ve arzularının tatmini olmasın.
Bunların hepsi amaç değil, Yüce ALLAH’a (C.C.) ulaşmak için
birer araçtır. Bütün hedefin sana en çok gerekli olana ulaşmak
olmalı. Sana en gerekli olan ise YARATAN’ındır. O’nu ara. Her
şeyin bir bedeli olur. Dünyaya AHİRET, yaratılmışlara ise bedel
YARATAN’dır. Dünyayı kalbinden atarsan yerini HAK alır.
Yaşadığın günü ömrünün son
günü bil, işlerini ona göre ayarla. Bu duygu sana yeter.
***
“ALLAH’tan (C.C) başka ilah yoktur,” dediğinde bir “DAVA”
peşine düştün demektir. Her davada şahit isterler, şahidi
olmayan davasını kaybeder. Ayrıca bu uğurda gelecek her türlü
sıkıntıya göğüs gerip, sabır göstermek de birer şahid sayılır.
Bunları yaparken İHLAS’lı olmak gerekir.
***
Hiçbir söz amelsiz ve ihlassız kabul edilmez. Kainatın
Efendisinin (S.A.V) yolu İHLAS’tan ibarettir.
***
Dünyalık toplarken dikkatli ol. Gece odun toplayan gibi olma.
Elini uzattığında neyi alacağını önceden kestirmelisin.
Gece odun toplayan eline
geçeceğini bilemez, seni de ona benzetiyorum. Ayık ol, sonra
felaket büyük olur.
***
HAK’la çekişme, nefsin için O’nu kötüleme, malın azaldı diye
O’nu itham etme, insanlar sana yüz vermiyor diye O’nu suçlama.
Suçu kendinde ara. Her işin kendi keyfine uygun olmasını
istiyorsun, en büyük hüküm senin mi yoksa O’nun mu? Sen mi fazla
biliyorsun yoksa O’ mu? Merhametin O’nunkinden fazla mı?
Sen ve bütün yaratıklar
O’nun kuludur. Her şeyde yalnız O’nun hükmü geçer bunu sakın
unutma.
***
YARATAN’ın rızasına erme yolunda yapmacık hareketler fayda
getirmez, bu yolda yersiz arzu ve boş temenni ile yürünmez. Hele
içi başka dışı başka birinin eline hiçbir şey geçmez. Bir de
yalancılık ortaya çıkarsa felaket o zaman başlar. Eğer bu
hallerin azı sende varsa hemen tevbe et ve tevbeni bozma. Tevbe
etmekten ziyade, tevbeyi bozmamak esas hünerdir.
***
Böbürlenmeyi bırakın, Yüce ALLAH’a (C.C) karşı büyüklük
satmakta neymiş? Kullara da kibirli davranmayın, haddinizi
bilin. Varlığınıza tevazuyu yerleştirin. Önceden ne olduğunuzu
düşünün; bir damla su.
Sonrası ne olacak
malum...Bir hendeğe yuvarlanacak bir ağırlık. Hali böyle
olana büyüklük taslamak yaraşır mı?
Hırsa kapılmayın, kötü arzular sizi esir etmesin. Dünyalık adamların kapısını aşındırmayın. Ezilip büzülerek onlardan dünyalık dilenmek size yakışmaz, sabırla doğru yoldan nasibini arasan daha iyi olmaz mı? Ya bir de yaptığın dilenciliğin sonu boşa çıkarsa... Sevgili Peygamberimizin (S.A.V) “En büyük belâ, nasibte olmayanı aramaktır,” buyruğunu hiç duymadın mı? Nasibte olmayanı kullar hiçbir zaman veremez. Dünya oğullarının buna hiçbir zaman gücü yetmez.
***
Ey ilim iddiasında bulunan, hani ağlaman? Yüce ALLAH’ın (C.C)
korkusundan gözlerin yaşarıyor mu? O’ndan korkman ve günahları
itirafın nerede? Nefsinle cenk etmek ve onu terbiye etmek yok
mu? O’nu HAK tarafına çağırman nerede?
Bunların hiçbiri sende yok.
Bütün derdin kasa, masa, yemek ve eğlenmek. Aklını başına
al. Dünyadaki nimetlerden sana gelecek bir kısmetin varsa
gelir, üzülme içini ferah tut. Bekleme yükünden kurtulursun,
hırsın ağırlığı seni yormaz. Eğer bu şekilde davranmazsan,
bütün bu uğraşmalarından sana ne kalacak dersin? Sadece bir
yorgunluk ve ağır bir hesap...
***
Doğruluk olmadan bilginin sana ne yararı dokunur? Doğruluğun
olmadığı için bilgi sana bela olur. Öğrendin, namaz kıldın, oruç
tuttun sebebi sana mal versinler, iyiliğini görsünler, seni
öğsünler oldu. Sana yakışır mı bu düşünceler?
Farzet ki halkın sana
ilgisi arttı, bunun ölüm anındaki sıkıntıya faydası olur mu
acaba? Seni sevenlerle aranda uçurumlar olacak o anda.
Topladığın malları başkaları paylaşacak, hesabı ve cezası da
sana kalacak.
***
Yazık sana! Cehennemlik işleri yaparken cenneti umuyorsun.
Geçici şeylerle avunuyor onları seviyor ve senin sanıyorsun. Ama
yakında elinden alacaklar.
Yaratan hayatı sana emanet
olarak verdi, O’nun rızası yolunda yaşamanı emretti. Sen ise
kendi isteğin, heveslerinin peşinde hayatını tükettin. Sana
verilen zenginlik, makam, sıhhat birer emanettir. Bütün
bunları YARATICININ rızasına uygun yolda kullan.
***
Ey evlad, ana rahminde seni kim besledi. O halde iken ne
kadar acizdin, bu hale seni getiren kim? Sen ise kendi varlığına
ve halka dayanmaktasın, parana, mevkine, bilgine güveniyorsun.
Güvendiklerin bugün var yarın yok olabilirler. Yüce ALLAH’tan
(C.C) başka her kime güveniyor veya kimden korkuyorsan o senin
ilahındır. Yakında bütün güvendiklerin yok olur kullarla aran
açılır, sana karşı kalpleri katılaşır, kapıları yüzüne vururlar
seni kapı kapı dolaştırırlar. Çağırsan yardımına koşan olmaz.
Bütün bunlara sebeb Hak’tan
başkasına güvenmiş olman, O’nun nimetlerini başkalarından
bilmiş olmandır.
***
Yüce ALLAH’ın (C.C) dininde olmayan şeyleri yapmaya çalışma.
Elinde iki şahit olsun; biri KUTSAL KİTABIMIZ, diğeri SÜNNET-İ
RESULALLAH. Bunlar seni RABBİNE ulaştırır. Ama sen bu şahitleri
bırakıp nefsinin peşinden gitmeye devam ediyorsun. Elinde iki
şahidin var; biri zayıf aklın, diğeri de şahsi arzun. Şüphesiz
bunlar seni ateşe iter. Firavun gibilerin arasına katar.
***
Ey içi bozuk, yakında öleceksin, öldükten sonra yaptıklarına
çok pişman olacaksın ama çok geç...Dilin güzel söze alıştığı
için konuştu ve aldandı, ama kalbin hiçbir şeyden anlamaz bir
halde. Bu durum seni kurtarmaz. Güzel konuşmayı kalb yapmalı,
yalnızca dilin iyi söz söylemesi faydasızdır.
***
Ey ALLAH (C.C) yolcularını
bulamayan; varlığını ve yaratılmışları HAK varlığına perde eden
kişi; ağla, başkasına bir ağlarsan kendine bin defa ağla
RABBİM BİZİ ABDUL KADİR GEYLANİ HAZRETLERİNE MANEVİ EVLAT OLMAK NASİP EYLESİN ...AMİN... |